Üriner İnkontinans Nedir

Üriner inkontinans, Uluslararası Kontinans Derneği’nin (ICS) 2002 yılındaki yayınlanan son raporuna göre her türlü idrar kaçırma yakınması olarak tanımlanmıştır. Kadınlarda erkeklerden daha sık görülen üriner inkontinansın görülme sıklığı yaş ile birlikte artmaktadır.
Yalnızca yetişkinlerde değil çocuklarda da sıklıkla meydana gelmektedir. Yapılan akademik çalışmaların sonucuna göre 5 yaşını dolduran çocuklarda idrar veya gaita kaçırma normal karşılanmamalı ve uzman desteği alınmalıdır. Doğru ve detaylı bir değerlendirme sonrası pelvik tabana yönelik fizyoterapi çalışmaları ile üriner inkontinansın önüne geçilebileceği bilinmelidir.
Üriner İnkontinansta Risk Faktörleri:
- Bozulmuş Mobilite
- Psikolojik Etkenler
- Depresyon
- Diyabet
- Nörolojik Hastalıklar
- Üriner Sistem Patolojileri
- Kabızlık
- KOAH
Üriner İnkontinans Tipleri
- Sıkışma (Urge) Tipi: İstemsiz , güçlü ve ani bir idrar çıkışı olarak seyreder. Yaşlılarda en çok görülen inkontinans tipidir.
- Stres Üriner İnkontinans Tipi: Karın içi basınç artışıyla beraber (öksürmek, hapşırmak, gülmek veya egzersiz esnasında gibi) idrar kaçırma olarak tanımlanır. Kadınlarda daha sık görülür.
- Taşma (Overflow) İnkontinans Tipi: Mesanenin aşırı gerilmesi sonucu meydana gelir. Sık veya sürekli sızlama veya damlama şikayetleriyle seyreder.
- Fonksiyonel Üriner İnkontinans Tipi: Üriner sistem yollarında herhangi bir patoloji olmaksızın kontrolleri dışında tuvalete yetişememe durumunda meydana gelir. Fiziksel veya bilişsel bozukluklar sonucu gelişebilir.
- Miks Tip Üriner İnkontinans: Dört tipin çeşitli kombinasyonları olarak tanımlanır.
DEĞERLENDİRME
Üriner inkontinansta değerlendirme çok önemlidir. Semptomlar ,başlangıç zamanı, seksüel durum, menstrüel döngü, barsak fonksiyonları, ilaç kullanımı sorgulanmalıdır. Mesane günlüğü yardımıyla işeme sıklığı, atılan idrar miktarı, günlük üretilen idrar miktarı ve işeme öncesinde yaptığı aktiviteler not edilmelidir. Ürodinami ve üroflowmetri testleri ile mesane değerlendirilmesi yapılmalıdır. Fiziksel muayene ile pelvik taban kas kuvvetinin ve konnektif doku bütünlüğünün nasıl olduğuna bakılmalı, prolapsus (sarkma) veya kitle varlığı not edilmelidir. Bu değerlendirmeler sonucunda kişiye özel bir terapi planı oluşturulmalıdır.
NE YAPMALI?
Üriner inkontinansın önüne geçmek için öncelikle yaşam tarzı değişikliğine gidilmesi elzemdir. Özellikle beslenme alışkanlıkları modifiye edilerek fazla kafein veya çikolata tüketimi düzenlenmelidir.
Pelvik taban değerlendirmesinden sonra kişinin ihtiyacına uygun pelvik taban kas eğitimi verilmelidir. Kasma ve gevşetme bilinçli bir şekilde öğretilip doğru stabilizasyon stratejisi ile desteklenmelidir. Stabilizasyonun olmadığı bir pelvik taban rehabilitasyonu düşünülemez. Bu yüzden terapi planı içerisinde stabilizasyon egzersizleri de mutlaka yer almalıdır. Kas eğitimi verilirken biofeedback ve elektrik stimülasyonlarından da faydalanılabilir.
Kişiye mesane ve bağırsak eğitimi verilmelidir. Mesane eğitiminde artan sürelerle sadece belirli zamanlarda işeme alışkanlığının kazanılması amaçlanır. Bu yöntemde mesane günlüklerinden elde edilen verilerle maksimal mesane kapasitesi hesaplanıp bu kapasite dereceli olarak arttırılmaya çalışılır.
Davranışsal tedaviler, mesane kapasitesini arttırmak ya da pelvik taban kaslarını güçlendirerek üriner inkontinansı önleme amacı taşır. Hafif, orta derece semptomu olan cerrahiye uygun olmayan veya tercih etmeyen kişilerde uygulanabilir.
Nöromodülasyon, santral, periferik veya otonomik sinir sisteminde nöron aktivitesinin elektriksel veya farmakolojik olarak değiştirilmesi esasına dayanarak üriner inkontinansta kullanılabilen bir diğer yaklaşımdır.
Üriner inkontinans ve pelvik taban rehabilitasyonu ile ilgili detaylı bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

